Görüşlerinizi Paylaşın

Beynin Mimaride Gördüğü Güzellik: Nöroestetik

Beynin Mimaride Gördüğü Güzellik: Nöroestetik


Nöroestetik alanında yapılan son araştırmalar; beynimizin, güzelliğe neden ve nasıl tepki verdiğini açıklamaktadır. Bazı çalışmalar, müzik zevkinin nörobiyolojik temellerini araştırırken bazıları da soyut sanat ile gerçekçi sanatın beyni harekete geçirme biçimindeki farklılıkları araştırmaktadır. Çeşitli sanat dallarına beynin verdiği tepkileri incelemek, kompleks aktiviteler esnasında beynin farklı bölümlerinin nasıl bir arada çalıştığının daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır.

Nöroestetik Beyni ve Davranışları Anlamakta Nasıl Yardımcı Olabilir?

Estetik deneyimler, hayatın her alanında yaşanabilir. Sabah uyandıktan itibaren –yatak odamızın duvarlarına astıklarımızdan, güne başlarken yaptığımız hazırlıklara kadar– estetik seçimlerle karşı karşıya geliriz.

Çevrenin inşa edilme biçimi, insanların nasıl hissettiğini etkileyebilmektedir. Ofis veya evinizi düzenleme şeklinizin, bu mekânlardaki davranışlarınız üzerindeki etkisini hissetmiş olabilirsiniz. Örneğin yatak odası, güvende hissetmek isteyeceğiz bir yerdir; bu nedenle de insanlar yatak odası için belli renkleri ve belli eşyaları seçerler.

Mimarinin Nöroestetiği Nasıl Ele Alınmalı?

Bazı nörologlar; belli mimarî özelliklerin, sinirsel ve zihinsel süreçleri nasıl etkilediğini öğrenmek için araştırmalar yapmaktadırlar. Bunun için İspanya’da yapılan bir deneyin katılımcılarının, fonksiyonel MRI cihazının içinde yatarken, 200 adet iç mekân görseline bakmaları sağlanmıştır. Bu görsellerdeki iç mekânların tavan yüksekliği, açıklığı ve diğer özellikleri farklıdır. Katılımcılar tipik olarak yüksek tavanlı, yuvarlak hatlı, pencere veya başka bir açıklığı olan mekânları daha güzel bulmuşlardır. Bu mekânları güzel bulmak, beynin tepki verme sistemi olan ventromedial prefrontal korteksi harekete geçirmektedir. Bu bölge ayrıca, güzel bir yüz görüldüğünde de harekete geçmektedir. Bu durum da içinde bulunulan çevrenin farklı alanlarındaki güzelliklerin, beynin aynı bölgesini harekete geçirebildiğini göstermektedir.

Yakın bir geçmişte ABD’de yapılan geniş kapsamlı bir araştırmanın katılımcıları; 200 adet iç mekân görseline bakmış ve bu görselleri –güzellik, modernlik ve konfor gibi– 16 farklı psikolojik etken üzerinden değerlendirmişlerdir. Bu 16 etken, mekânlara bağlı olarak iyi hissetmekle güçlü bir şekilde ilgili üç bileşene ayrılmıştır: uyumluluk, ilginçlik ve konfor. İspanya’daki deneyden elde edilen fonksiyonel MRI verilerinin yeniden analiz edilmesiyle, bu üç değişkenin, görsel korteksin belli bölgelerindeki hareketlerle ilgili olduğu keşfedilmiştir. Dolayısıyla, görünüşte öznel olan bu psikolojik etkenlerin, biyolojik bir gerçekliğinin olduğu söylenebilir.

Nöroestetik Alanındaki Bazı Pratik Uygulamalar

Bazı nörologlar; içerideki insanları çeşitli açılardan destekleyecek binalar yapmanın yollarını tespit etmek istemektedirler. Bunun için, hafıza bakım birimleri tasarlayan bir mimarlık şirketiyle çalışılmaktadır. Bilişsel sorunlar yaşayan veya hafızayla ilgili sorunlar yaşayan birçok insan, bu birimlerde kalmaktadır. İş birliği çerçevesinde ise birimlere; insanların güven içinde dolaşabileceği, diğer tesislerde karşılaşılan kilitli kapılar ve bariyerlerin olmadığı, uzun yürüyüş yolları eklenmiştir.

İlgilenilen diğer bir konu ise yara, yanık, yarık dudak veya genetik temelli yapısal farklılıklara verilen olumsuz duygusal tepkilerdir. İnsanlar; alışılmamış yüzlerin fotoğraflarına baktıklarında, beynin empatiyle ilgili bölgesindeki aktivite azalmaktadır. Bu durumun yabancılıktan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için, alışılmamış yüzlerin fotoğraflarına bakan 100 katılımcının, bu fotoğraflardaki insanlar hakkındaki sorulara cevap vermeleri istenmiştir. Bu fotoğraflara bir hafta boyunca bakıldıktan sonra, bazı olumsuz tepkilerin azaldığı görülmüştür. Dolayısıyla, farklılıklarla iç içe olmanın, olumsuz tepkileri zamanla azaltacağı söylenebilir.

Nöroestetik Alanındaki Çalışmaların Bazı Zorlukları

Bütün deneyim iki boyuta indirgenemeyeceği için, mimariyi ekran üzerinde çalışmanın temel sınırları vardır. Beş yıl içinde, EEG ve kızılötesi spektroskopiyi de içeren mobil teknolojilerin gelişeceği düşünülmektedir. Bu gelişmeler; bir mekânda fiziksel olarak bulunan insanlardan nörolojik verilerin toplanmasını mümkün kılacaktır.

Bazı nörologlar, nöroestetik yaklaşımlarının çok belirsiz olduğunu düşünmektedir. Bu nörologlara göre, mil yardımıyla nöronlar uyarılmadıkça, araştırmalardan elde edilen sonuçlar güvenilir değildir. Ayrıca insanî bilimler alanında da nöroestetiğin çok indirgemeci olduğunu düşünen bilim insanları vardır. Ancak sanat, mimari ve estetiğin beyin üzerindeki etkilerini araştırmak; nöroloji alanındaki bazı soruları cevaplayabilmek için önemlidir.

KAYNAKÇA

https://www.brainfacts.org/neuroscience-in-society/the-arts-and-the-brain/2021/how-the-brain-sees-beauty-in-buildings-022421

BLOG

TÜMÜNÜ GÖR

İÇİN TEKLİF AL