Görüşlerinizi Paylaşın

MS Hastalığı - Multiple Skleroz

MS Hastalığı - Multiple Skleroz Hastalığı Nedir? 

ms-multiple-skleroz

Hastalığın tarihsel gelişimine baktığımızda ilk olarak 1421 de Hollanda da bir genç kızda hastalık tanımlanmıştır. 1860 da Jean Martin Charcot tarafından klinik ve patolojik olarak tarif edilmiş, özellikle 1878’de myelinin keşfi ile hastalık hakkında bilgiler artmıştır. 1916 yılında Dr.James Dawson mikroskobik myelin hasarından bahsetmiştir. Özellikle 1933’de Thomas Rivers, MS’in viral bir hastalık olmadığını deneysel hayvan modeli ile göstermiştir. Hayvanlardaki bu formuna deneysel alerjik ensefalomiyelit adı verildi. 1960 yılında B hücreleri hastaların beyin omurilik sıvılarında tespit edildi. 1960 ve 70’lerde otoimmun doğası üzerinde duruldu. 1990’larda MS de immunmodulatuar tedaviler devreye girdi. 

MS Hastalığı - Multiple Skleroz bağışıklık sisteminin düzgün çalışmadığı bir hastalıktır. Normalde enfeksiyonlar ve onlara neden olan ajanları yok etmesi gereken bağışıklık sistemi kendi hücrelerini yabancı görerek reaksiyon yaratır. MS vücudun bağışıklık sisteminin etkilendiği, santral sinir sistemi dediğimiz beyin, omurilik ve optik sinirin bu anormal bağışıklık yanıt etkisi nedeniyle hasarlandığı bir hastalıktır. Bağışıklık sisteminin özellikle sinir liflerini saran myelin ve myelini yapan hücrelere karşı geliştirdiği bu anormal yanıt sonucu santral sinir sisteminde inflamasyon denilen reaksiyon meydana gelir. Bu inflamasyon yanıtı sonucu skar denilen yapılar santral sinir sisteminin farklı alanlarında ortaya çıkar ve hastalığa adını veren ‘MS Hastalığı - Multiple Skleroz’ yani çoklu skarlar ile klinik bulgular izlenir. Hücreler arasındaki iletişim bozulması ile MS’lu kişilerde farklı tip ve şiddette nörolojik yakınmalar meydana gelir.

Sinirlerimizi bir elektrik kablosu gibi düşünürseniz, kablonun etrafında plastik bir koruyucu olması gerekir. MS Hastalığı - Multiple Skleroz hastalarında siniri saran bu koruyucu kılıfta yani myelinde hasarlanmalar bazen de kopmalar meydana gelir.

ms-multiple-skleroz-iletim

MS Hastalığı - Multiple Skleroz'un nedeni bilinmemektedir. Ancak genetik yatkınlık, bağışıklık sistemindeki anormallikler ve farklı çevresel faktörlerin bir araya gelmesi ile hastalığın ortaya çıktığına inanılmaktadır.

Hastalığın gelişiminde özellikle beyaz ırk, genç yaş, kadın cinsiyet, ırksal özellikler yada belli doku yatkınlıkları, bazı coğrafik bölgeler ve ılıman-soğuk iklim kuşağı, sosyo kültürel düzey, Vitamin D eksikliği gibi faktörler rol oynamaktadır. Yani MS Hastalığı - Multiple Skleroz genetik yatkınlığı olan bireylerde çevresel faktörlerin etkisi ile ortaya çıkan otoimmun kaynaklı, santral sinir sisteminin inflamatuar, özellikle demyelizan-aksonal hastalığıdır.

Hastalarda klinik bulgu olarak duyu kayıpları, güçsüzlük, dengesizlik, yorgunluk, çift görme yada görme kaybı, koordinasyon bozuklukları gibi bulgular ortaya çıkar. Bu yakınmalar yeni başlayıp 24 saati geçiyorsa atak olabilir. Mutlaka Nöroloji uzmanı tarafından değerledirilmeniz gerekir. Hastalık farklı klinik durumlarda karşımıza çıkar. Bunlar iyi huylu MS Hastalığı - Multiple Skleroz/ atak ve iyileşmelerle giden Relapsing Remitting MS Hastalığı - Multiple Skleroz/ ilerleyici MS olarak sınıflandırılabilir.

Tanı konması için hastaların bir Nöroloji uzmanı tarafından değerlendirilmesi özellikle MS konusunda tecrübeli ve özelleşmiş hekimler ve merkezlerde takip edilmeleri gerekebilir. Tanı da özellikle klinik bulgular yanı sıra detaylı nörolojik muayene, beyin ve omurilik görüntülemeleri, uyarılmış potansiyeller, beyin omurilik sıvısı incelemesi ve bazı kan tahlillerinin yapılması gerekebilir. Kesin MS Hastalığı - Multiple Skleroz denilebilmesi için hastalarda klinik bulguları ve MR görüntülerinin zaman içinde tekrarlaması ve santral sinir sisteminin farklı bölgelerini etkilemesi gerekir.

Hastalarda tedavi olarak atak tedavisi ve hastalığı önleyici yada meydana getiren bağışıklık sistemi üzerinde etkili olacak ilaçlar kullanılmaktadır. Bu tedavi seçenekleri hastalığın seviyesi ve hastaya göre değişmektedir. Tedavi seçenekleri kişiye özgü olarak düzenlenmelidir. Yani bireyselleşmiş tedavi uygulanmalıdır. Tedavi ile amaçlanan oluşabilecek atakların sıklığını ve şiddetini azaltmak, hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak ve MR daki lezyon yükünü azaltabilmektir. Bunların yanısıra hastalıkta sık izlenen yorgunluk, depresyon, bilişsel bozukluklar, uyku problemleri, kabızlık, idrar ve barsak disfonksiyonu, seksüel fonksiyon bozuklukları gibi yakınmalarında uygun yöntemlerle tedavi edilmeleri gerekmektedir.

MS hastalığı görüldüğü üzere tek bir hastalıktansa birçok durumun bir arada olduğu hastalık kümesi şeklindedir. Hastaların nörolog, ürolog,radyolog,  psikiyatrist, fizik tedavi rehabilitasyon uzmanı, psikolog, radyolog, konuşma terapisti, diyetisyen, fiziksel aktivite uzmanı, sosyal destek uzmanları gibi farklı tıp ve meslek hastalıklarından olan bir ekiple takip edilmeleri ve desteklenmeleri önemlidir.

Bizlerde bu bilinçle 30 Kasım 2018 tarihinde Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Dr.Rıdvan Ege Hastanesinde MS Derneği Ankara Şubesi ile bir araya gelerek MS tanı ve tedavisi, MS de beslenme ve rehabilitasyon konularında paylaşınmarda bulunduk. Fizik Tedavi AnaBilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Saime Ay hastalarda fizik tedavi yaklaşımı olarak şunları söyledi; MS hastalarında fiziksel, ruhsal, toplumsal, mesleki, özel uğraşı ve eğitsel potansiyelini en üst düzeye çıkarmak ana amacımız olmalıdır. Bu nedenle hastalığın evresine göre rehabilitasyon restore edici ve koruyucu rehabilitasyon olmak üzere iki türlü uygulanır. Rehabilitasyon hastalığın her döneminde önemlidir ve tanı konar konmaz başlanmalıdır MS’de erken tedavi ve rehabilitasyon ile geç dönem tedavinin  hedefleri birbirinden  farklıdır. Öncelikle  hastalarda çok iyi bir değerlendirme yapılmalı, hastadaki semptomlar tam olarak saptanmalı ve  detaylı bir tedavi programı hazırlanılmalıdır. Hazırlanan program hastanın aktif katılımıyla kişiye özel tedavi programı olmalıdır. MS rehabilitasyonunda bir takım egzersizler önerilmektedir. Bu egzersizler; Aerobik egzersizler; kemik ve kasların yer çekimine karşı  yapılan egzersizdir. Yürüme, merdiven çıkma, dans etme, yüzme, bisiklet ve kol ergometrisi aerobik egzersizlerdir.  Haftada 2-5 kez hastanın toleransına gore submaksimal yoğunlukta yapılan egzersizlerdir. Başlangıçta 10-40 dak. ve 10 dak. ısınma, soğuma periyodlarını içerir. Egzersiz yoğunluğu 2-4 haftada tekrar değerlendirilerek belirlenir. 

ms-multiple-skleroz-fizik-tedavi

Kas kuvvetlendirme egzersizleri, dirençli egzersizler;  kas kuvveti ve fonksiyonunda etkilidir. Vücut ağırlığı ile veya serbest ağırlıklar, makinelerle, evde elastik bantlarla yapılan egzersizlerdir. Haftada 2-3 kez , başlangıçta 1-3 set zamanla 4-5 sete çıkılarak yapılır.  Egzersizler ve setler arasında 1-5 dak dinlenme süreleri vardır. Yoğunluk 1RM’un (Kasın 1 kez kaldırabileceği max ağırlık) %60-80’i ile 8-15 tekrar şeklinde yapılır.

Germe ve fleksibilite egzersizleri, kasları uzatmak, eklem hareket açıklığını sağlamak ve mobiliteyi arttırmak için önerilir. Germeler günde en az 10-15 dak yapılmalıdır. Üst ve alt ekstremite kaslarına yönelik olmalıdır. Germeler nazik yavaş, uzun süreli yapılmalı ve hastada germe sırasında rahatsız edecek ağrı olmamalıdır. Hastalar kendileri de havlu, çarşaf ve bantlarla germe yapabilir.  Kalça fleksörleri, kalça adduktörleri, hamstringler, ayak bilek plantar fleksör ve ekstansörleri, omuz kuşağına yönelik yapılmalıdır. 

Denge koordinasyon egzersizleri, kas kuvvetini artırır, dengeyi geliştirir ve düşmeden korur. Denge topu, denge tahtası, su içi egzersizler, Tai- Chi egzersizleri, denge cihazları ile yapılır. Güçsüz kaslara aktif-yardımlı, aktif ve /veya dirençli, proprioseptif nöromuskuler fasilitasyon egzersizleri her gün yaptırılmalıdır. Yapılan tüm egzersizler, hastaya özel ve hastalık seyrinde olan değişikliklere göre adapte edilmelidir. Bunun yanında kas gücünü arttırmaya yönelik biofeedback ve fonksiyonel elektrik stimülasyonları fokal kas gruplarını güçlendirmek için verilebilir. 

Egzersizler sırasında dikkat edilmesi gereken kurallar vardır. En önemlisi aşırı yorgunluk oluşturacak egzersizlerden kaçınmalıdır. Oluşturulan egzersiz programı hastada aşırı yorgunluğa yol açmamalıdır. Yorgunluk ön planda ise su içi egzersizler önerilebilir. Düşme, kognitif fonksiyon bozukluğu varsa gözlem altında egzersizler yapılmalıdır. Isı intoleransında klimalı ortamda egzersiz yapılmalı, sıvı alımı ayarlanmalıdır. 

MS hastalarında ağrı sık karşılaşılan bir yakınma olup yaşam kalitesini etkiler.  Ağrı nöropatik ağrı,inflamatuvar ağrı, kas iskelet sistemi ağrısı, inflamasyon ağrısı şeklinde olabilir. Tedavide medikal tedavinin yanında fizik tedavi uygulamalarından (TENS,lazer, interfarensiyel akım…) yararlanılabilir.  Korselemeler ve diğer yardımcı cihazlar kullanılabilir ve hastaya eğitimi verilmelidir.

Beslenme aşısından Doç.Dr. Seval Komlıca ise beslenme alışkanlıklarının MS’ın yönetiminde etkili bir rol oynadığını ifade etti. Düşük yağ içerikli, bitkisel besinlerin ağırlıklı olduğu beslenme modelinin MS  hastaları için uygun olduğunu ifade etti. Hastaların yaşam kalitesi değerlendirildiğinde özellikle yorgunluğa bağlı düşük yaşam kalitesi görülmektedir. Aynı zamanda MS’li bireylerde obezitenin ve hiperlipideminin eşlik etmesi de bu hastalarda yaşam kalitesini düşürmektedir. Randomize kontrollü bir çalışmada MS Hastalığı - Multiple Skleroz’lu bireylerin değerlendirmesi yapılmış bu bireylerde; düşük yağlı (%10 yağ, %14 protein, %76 cho) ve bitkisel içerikli diyetin güvenilirliği ve etkileri değerlendirilmiş; bu etkilerin beyin üzerine etkisi, klinik ve metabolik etkileri (kan lipidleri ve insülin, BKİ) değerlendirilmiştir. Çalışmanın sonunda  düşük yağlı, bitkisel içerikli diyetin beyinde relaps oluşumu üzerine etkisi direkt olarak bulunmamıştır ancak bu diyetin BKİ ve metabolik biyomarkerlar üzerine önemli etkisinin olduğu görülmüştür. Devamlılığı sağlandığı takdirde kardiyovasküler hastalıklar üzerine d faydalı etkisi görülebilmektedir.  Bu diyet müdahalesinin aynı zamanda yorgunluk üzerine de etkinliği gözlenmiştir. MS hastalarında etkili olabileceği gözlenen ve desteklenen yaklaşım “sağlıklı beslenme” dir. Hastalarda semptomların iyi izlendiği, besin alımını etkileyebilecek faktörlerin dikkate alındığı, hastanın gereksinmesine göre yeterli ve dengeli beslenme planının oluşturulması desteklenmektedir. Multivitamin desteklerinin kullanımı da hastanın durumuna göre düşünülmelidir.

ms-multiple-skleroz-beslenme

Sonuç olarak MS Hastalığı - Multiple Skleroz hastalığı nedeni tam olarak bilinmeyen, tek bir nedene bağlı olmayan, öngörülemez bir hastalıktır.  Hiçbir hastada başlangıç döneminde hastalığın nasıl seyredeceğini bilemeyiz. Hastalık her bireyde farklı seyretmektedir. Herkesin MS’i kendine özeldir. Ancak erken tanı ve tedaviye başlamak bu hastalıkta çok önemlidir. Hastalıkla ilgili bilineneler ise; bulaşıcı bir hastalık değildir. Direk kalıtsal değildir. Daima kötü seyirli yada öldürücü (nadir durumlar dışında) bir hastalık değildir. O nedenle bu hastalıkla mücadele ederken aslında bunun bir yaşam şekli olduğu, bu hastalıkla birlikte vazgeçemeyecekleriniz arasında sevmek, sevilmek, çalışmak, çabalamak, başarmak, evlenmek, çocuk sahibi olmak, aile olabilmek, geleceğe umutla bakabilmek,  hayatta, keyif aldıklarınızdan vazgeçmemek ana hedefiniz olmalıdır. 

MS Hastalığı - Multiple Skleroz’lu kişilerin bilmesi gereken 4 durum;

  1. Yalnız değilsiniz
  2. Herkesin MS Hastalığı - Multiple Skleroz’i farklıdır, kişiye özgüdür.
  3. Her geçen gün araştırmalar devam etmekte ve yeni gelişmeler olmaktadır
  4. Tedavi seçenekleri kişiye göre değişmektedir, erken tedaviye başlamak önemlidir.

Birlikte daha güçlü olunduğunun bilinciyle hasta- hekim- aile ve sosyal birlikteliklerin önemini kavramak ve sahip çıkmak gerekmektedir. 

BLOG

TÜMÜNÜ GÖR

İÇİN TEKLİF AL